New english-turkish sentences
- that was really tough: Bu gerçekten zordu
- ask me if i saved every penny to buy a ticket to the races when they came to town: kasabaya geldiklerinde yarışlara bilet almak için her kuruşunu biriktirip biriktirmediğimi sor
- ask me if i did that so i could be a trainer someday. Ask me: Bana bunu bir gün eğitmen olabilmek için yapıp yapmadığımı sor. Bana sor.
- I'am burn out: Tükendim
- Because of you: senin yüzünden.
- dream small or not at all: ya da hiç hayal etmeyin.
- and i was gonna prove them wrong: ve onların yanıldığını kanıtlayacaktım
- when i got to my first race, i figured it out: ilk yarışıma vardığımda anladım
- that i didn't belong: ait olmadığımı
- they were bigger and stronger and so confident: onlar daha büyük, daha güçlü ve çok emindiler
- i just left: öylece ayrıldım.
- i don't know. İ just never thought i couldn't: bilmiyorum. sadece yapamayacağımı hiç düşünmedim